Hava Korsanı” sözcüğünü (sözcük grubu demek daha doğru olur) duymayanınız yoktur herhalde. Eline bombayı, silahı alan biner uçağa, yolcuları korku, pilotları ter içinde bırakır. Biz de bunlara hava korsanı deriz. Bu oyunu oynadıktan sonra bu sözcük grubunun ne kadar yanlış kullanıldığını anlayacaksınız. Denizlerdeki korsanlar, kendi gemileriyle diğer gemilerin yollarını keser, soygun yaparlar. İşte biz de bu korsanlık olayını şimdilik mavi olan göklere taşıyoruz. “Şimdilik mavi olan” dedim, bunun sebebini uzun uzun açıklamaya gerek yok, çünkü oyunun adı bile Crimson Skies (yani Kıpkırmızı Gökler). Patlamalar ve yanmalar yüzünden, güzelim masmavi gökler kıpkırmızı oluveriyor.
Türkçe dersi gibi bir giriş oldu, artık oyuna bir giriş yapalım. Oyunun kategorisine ilişkin net bir şey söylemekte gerçekten zorlandım. Çünkü ne tam olarak bir uçuş simülasyonu ne de action. Oyunun başka sitelerdeki incelemelerine de göz gezdirdim, ve neredeyse hemen hepsi aynı sorunu yaşamışlar. Bu oyuna yeni bir tür olarak bakmakta fayda var. Action, uçuş simülasyonu ve adventure türlerinin bir sentezi olduğunu söylemek mümkün. Bu türe özel bir isim verebiliyorsanız, beni de haberdar edin lütfen.
Microsoft için Zipper Interactive tarafından tasarlanan oyunun genel renk tonları kırmızı ve siyah/beyaz. Neden kırmızı olduğunu yukarıda açıklamıştım. Siyah/beyaz renk tonlarının nedeni ise oyunun hikayesinin geçtiği tarihten kaynaklanıyor. Birçok kişiye ilginç gelen “alternatif tarih” kavramı bu oyunda da söz konusu. 1929’da yaşanan ekonomik sıkıntıların ardından ABD küçük parçalara bölünür. Tüm ticaret yolları kapanır ve tek ticari ulaşım yolu olarak hava kalır. Ekonomik sıkıntı sırasında bir grup insan aşırı zenginleşmiştir ve bu zenginliklerini, mallarını gökyüzünde zeplinler aracılığıyla taşırlar. Bir grup insan da çeşitli boyutlarda servetlerini kaybetmişlerdir. Oyunda canlandırdığımız Nathan Zachary de işte bu servet kaybeden insanlardan biridir. Bu olaydan sonra kahramanımız da yoldan çıkar, ve askeri bir zeplini çalar. Adını “Pandora” olarak değiştirerek, lideri olduğu hava korsanı grubunun göklerdeki üssü haline getirir.
Siz de bu üste göreve başlarsınız. Ama nasıl? Ana menüde iki seçeneğiniz var; Ya “Campaign” ile normal yollardan, ya da “Instant Action” ile biraz daha hızlı şekilde. Hızlı dediğime bakmayın, aslında oyun çok yavaş. Ama oynanışı değil, menüler ve ekranlar arasında dolaşma kısmı çok yavaş. Bilgisayarın neresi yetersiz kaldı anlayamadım çünkü istediği herşeyin kat kat fazlasını verince bile vazgeçmedi huyundan. İster ses isterseniz görüntü kalitesinde kısıntıya gidin, hiçbir şey farketmeyecektir. Zipper Interactive sanırım burada aceleci davranmış, testlerle ve kod optimizasyonlarıyla biraz da vakit geçirselerdi sanırım kusursuz bir oyun çıkacaktı.
Menülerden kendimi kurtarıp oyuna dalmaya hazırlanırken oldukça ilginç bir nokta kafama takılıyor. Nedense bu oyunda video benzeri bir şey yok. Sadece resimler ve bunların yanında duyduğunuz konuşmalar. Aslında video olmaması bence iyi, siyah/beyaz fotoğrafların seslerle olan kombinasyonu oyunun havasına daha uygun olmuş. İşte her görev başındaki brifinglerimiz de yukarıda bahsettiğim yöntemle veriliyor. Brifing sırasında sadece emirler yağdıran bir şahsın sesini duymuyorsunuz. Bunun yerine korsan grubunuzun bu brifing sırasındaki tüm şakalaşmaları, ve diğer konuşmaları da duyuluyor.
Brifingi atlatıp oyuna girince, sizi çıldırtan duraklamalardan kurtuluyorsunuz ve son derece akıcı, zevkli bir ortamın içinde buluyorsunuz kendinizi. Görev başlangıcında uçağınızla yukarıda bahsettiğim havadaki üssünüz Pandora isimli zeplinden ayrılıyorsunuz ve size verilen görevi uygulamaya başlıyorsunuz. Uçağın kullanımı o kadar basite indirgenmiş ki siz sadece hızınızı ve yönünüzü ayarlamakla uğraşıyorsunuz. Denize, dağa, tepeye çarpmadıkça oyun çok zevkli. Ama kullandığınız uçak o kadar güçlü ki en tehlikeli manevralardan ve looplardan bile rahatlıkla kurtulabiliyorsunuz. Bu yetenek sayesinde rakiplerinizi devre dışı bırakmak için sadece roketlerinizi ve makineli tüfeğinizi değil, aynı zamanda bu akrobatik yeteneklerinizi de kullanabilirsiniz. Rakibiniz denizde boğulurken, siz çoktan diğer hedefe yönelmiş oluyorsunuz. Bu iş de çok kolaylaştırılmış, hedefiniz yok edilince, hemen diğer hedefe doğru sizi yönlendiren bir ok ekranda beliriyor.
Yukarıda bahsettiğim konuşmalar, oyun sırasında da kesintisiz devam ediyor. Böylelikle sadece uçağınızın motor sesini ve müziklerini duyarak canınız sıkılmıyor.
Bu zevkli ortamı, 24 görev boyunca, Hawaii, New York ve Hollywood gibi mekanlarda yaşıyorsunuz. Başarıyla tamamladığınız her görev sonunda da çeşitli ödüller sizi bekliyor. Bu ödüllerden en önemlisi başarınızın oranına göre verilen para ödülü (Çeşitli resimler ve belgeler gibi çam sakızı, çoban armağanı şeklinde tanımlayabileceğimiz ödüller de var). Ne kadar çok hedefi yok ederseniz, ve bu işlem sırasında ne kadar az cephane harcarsanız alacağınız para o kadar fazla oluyor. Kefenin cebi yok derler, o zaman bir şekilde (dağa veya denize çakılmadan önce) bu parayı harcamak lazım. Yapımcı amcalarımız da bunu unutmamışlar ve görev başlangıç ekranına “Plane Construction” diye bir seçenek koymuşlar.
İlk oynayışta hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmeliyim. Uçağımın kasasından motoruna, silahlarından renklerine kadar herşeyi seçtikten sonra bir de ne göreyim, meğersem Nathan Zachary (yani biz) parasız bir korsanmış. “Hevesim kursağımda kaldı” diye oturup beklemektense, o hırsla görevlere dalmak ve hızlı bir şekilde para biriktirmek çok faydalı oluyor. Sonra herşeyiyle size özel uçağınızla kıpkırmızı göklerde süzülüp, görevlerinizi teker teker bitiriyorsunuz.
Oyun sırasındaki grafikler gerçekten çok güzel. Çözünürlüğü arttırmama, tüm detayları aktif hale getirmeme rağmen en ufak bir takılma yok. Bu akıcı grafiklere, yeryüzü şekillerinin gerçekçiliği, efektlerin güzelliği ve uçakların detaylı grafikleri eklenince keşke görev hiç bitmese diyorsunuz. Aslında menünün grafiklerine ve kolay kullanılabilir olmasına da söyleyecek söz yok, ama o yavaşlık beni delirttiği için susmayı tercih ediyorum.
Sesler ve müzikler, bu oyunun kusursuz denebilecek özellikleri sanırım. Videolar olmayınca, sizi etkileyecek tek şey sesler oluyor. Brifinglerdeki konuşmaların aynen oyun sırasında da sürdüğünü söylemiştim. Ama bazen sinir bozucu olabiliyor. Yardımcılarınız sürekli konuşup yorumlar yapabilirken, sizin Wing Commander’daki gibi onlara emirler veremeyişiniz ve konuşamamanız kötü oluyor. Uçak simülasyonlarının güzel yanlarından biri de bu söylediğim şeydir, belki de tam olarak o kategoride olmadığı için koymamışlardır. Ama eğer bir gün bu oyunun devamını yapmaya kalkışırlarsa, bu özelliği mutlaka eklemeleri lazım. Dediğim gibi bu konuşmalar bir noktadan sonra sizin de sinirinizi bozarsa, konuşmaların sesini kısıp, ortama bence çok güzel uyum sağlayan müziğin sesini biraz açmanız çok daha iyi olacaktır.