KARARMIŞ BİR DAL KESTİM YİTİK ORMANLARDA
ve götürdüm mırıltısını susamış dudaklarıma:
ağlayan yağmurun sesiydi bu belki de,
kırık bir çan ya da bir yürek kan içinde.
bir şey sezerdim çok ötelerden,
ağırlığına gömülmüş,örtülü toprakla,
sonsuz güzle sagırlaşmış bir çığlık,
yarı açık bir geceden,yapraklarla nemli bir karanlıktan.
işte orada,uyanıp ormanların düşünden,
şarkı söyledi fındık dalı dudağımın ucunda
ve o serseri kokusu tırmandı aklıma.
sanki hepsi arıyorlardı beni yana yakıla,
o terk edilmiş kökler,çocukluğumla yitmiş toprak.
bense yaralı kalmıştım göçebe bir korkuyla.
alıntı