Gunun birinde bir colde iki kum tanesi karsilasmis ve birbirlerini cok
sevmisler uzun bir sure cok yakin olmuslar. Birbirlerini yanlarinda,
canlarinda olarak sevmeyi ogrenmisler. Derken bir ruzgar cikmis kum
tanelerinden biri yerinde kalirken digeri biraz uzaga savrulmus. Cok
uzak degillermis ama yinede goremiyorlarmis birbirlerini. Sevgileri hic
azalmamis yine sevmeye devam etmisler. Birbirlerine ulastirabildikleri
sesleriyle, haberleriyle yasiyorlarmis ve artik gormeden seslerinde
sevmeyi ogrenmisler.
Bir gun biri digerine "sevdamiz sonsuza erismesi icin ayni anda bir
dilek dileyelim" demis. Ikisi de ayni anda bir dilekte bulunmuslar ve
tam o sirada bir firtina cikmis. Bu kavusmamiz, sevdamizin sonsuza dek
surmesi olabilir diye ikisi de kendilerini firtinaya birakmislar.
Gozlerini kapayip firtina dindiginde sevdalarinin yani basinda olmus
olmayi arzulamislar. Firtina o kadar kuvvetliymis ki o gune kadar
yillarca yerlerinden kipirdamayan kumlar bile baska yerlere
savruluyorlarmis.
Firtina gunlerce surmus kum taneleri de oradan oraya savrulup durmuslar.
Ikisini de bir sabirsizlik sarmis. Firtina durmuyor aksine artiyormus.
Firtina dinmek bilmedikce onlarda sabirla sevmegi ogrenmisler. Gunler
gecmis sonunda firtina durmus gozlerini actiklarinda ikisi de baska
alemlerde bulmuslar kendilerini. Bu firtinanin onlari birlestirecegine
o kadar inanmislar ki birbirlerini yanlarinda bulamayinca yureklerinde
derin bir aci hissetmisler ve aciyla sevmegi ogrenmisler. Kendilerine
birazcik geldiklerinde ikisi de bu firtinayla baska baska yerlere
savrulduklarini anlamislar. Biran olmek istemisler ama sonra
birbirlerini hic gormeden,mesafelere, engellere ragmen sevmegi
ogrenmisler. "Eskisi gibi bagirsakta sesimiz ulasmaz ki birbirimize"
demisler. Ikisi de yeni yerlerinde kimseyle konusmamislar ve yillarca
hep susmuslar. Hep yeni bir firtina umidiyle birbirlerine ihanet
etmeden beklemisler. Boylece umutla sevmegi ogrenmisler.
Yillar gecmis ama sevgileri hic gecmemis. Birbirlerinden hep umutlu olarak yasamislar.
Bir gun ikisi de birbirlerinden habersiz ayni anda gozlerini kapamislar ve kavusmak icin
yeniden firtina cikmasini dilemisler. Beklemisler beklemisler ama firtina bir turlu cikmamis.
Kendilerini tum benlikleriyle firtinaya birakmak icin olduklari yerde donmus durmuslar
ama hepsi nafile kucuk bir ruzgar bile cikmamis. Sonunda durmuslar ve gozlerini acmislar.
Sevdiklerinin, sevdalarinin, yillarca beklediklerinin tam karsisinda durduklarini gormusler
ve hemen ikisi de yillar once diledikleri dilegi animsamislar.
Dilek soyleymis "Allah'im bizi birbirimize her seyiyle sevmegi
ogrendigimizde kavustur. Ogle kavustur ki sevdamiz sonsuza erissin."
Sonunda anlamislar ki birbirlerinden cok uzaklarda gecirdiklerini
sandiklari yillari aslinda birbir yani baslarinda gecirmisler.
Dileklerinin kabul olmasi icin yillarin gecmesi gerektigini ogrenmisler
cunku onlar sevmegi her seyiyle ogrenmegi dilemisler.
Dilekleri kabul olmus umutla, sabirla, aciyla, yakinda, uzakta...her
seyiyle sevmegi ogrenip birbirlerine kavusmuslar.
Sevmegi bildikten sonra mesafeler, acilar, yillar, aylar...asla sevdayi
sondurmez ama sevmegi bilmedikten sonra yani basinda ki sevdigini bile
yillarca goremeyebilir insan...