üşüyorum, sabah ezan sesleri martı çığlıklarına karışıyor. dalga sesleri eşlik ediyor onlara. ellerimi cebime daha bir sıkı sokuyorum. yalnızım. yalnızım dediysem bedenim yalnız. ruhum zaten hep seninle meşgul, beynim düşüncem gördüğüm her şey olmuşusun. zihnimde canlandırmaya çalışıyorum yüzünü,10 yıldır görmediğim yüzünü. bana hiç gülümseyerek bakmadığın yüzünü...
tanımıyorum seni dedin... oysa tanımak için hiç çaba sarf etmedin. biliyorum bu karşılıksız aşk. acıların en ağdalısından. silkinip kurtulmak istiyorum dermanım yok, öylesine esir etmiş beni. olmalı mutlaka bir yolu olmalı seni görebilmenin, uzaktan da olsa, hiç konuşmasak da elini tutma şansım zaten hiç olmadı... başını omzuma dayama ihtimalin?...çok komiksin güldürme beni hiç halim yok.
biliyorum bu yazdıklarımı hiç bir zaman okumayacaksın. bu kendi kendine söylenmiş yalnız bir şarkı olacak rüzgârda dağılıp giden... hiç bir zaman değil kalbine kulaklarına dahi deymeyecek bir çığlık olacak, sislerin içinde görünmeyen güneşi umutla bekleyeceğim kardelenler gibi.
acımıyorum kendime, kendime acımaktan ve kendine acındıranlardan nefret ederim. acısaydım, ağlayabilseydim keşke... benimde kalbim yani senin kalbin olan ama benim kanımı pompalayan kalbim o et parçasıdır artık, tıpkı seninki gibi... seninki gibi dedim hani hangi insan olsa bırak kadını bu çığlığı hissedebilirdi diye düşünüyorum, karşılık beklemiyorum zaten senden tek istediğim bana biraz zaman ayırman. tamam, beni görme bakma yüzüme, nefret ettiğin yüzüme... dinleme beni telefonla da olsa... sıkılırsın hem ne gerek var ki kimim ben senin için? sadece rahatsızlık veren birimi? bir sapıkmı? yaşamsal bir tehdit unsurumu? yoksa kimliği belirsiz bir şahsın cesedi kadar bile değerim senin yanında bu dünya da ne işim var o zaman? bu sevda zinciri neden dolanmış boynuma?
İsyan etmiyorum korkuyorum çünkü beni yaratandan. İnancım buna engel. ne yapmalıyım peki o zaman? eyer kendi hayatına son verme hakkı olsaydı insanın ki yasaklanmıştır yaradan tarafından tek seçimim olurdu şu an...
oysa ne istemiştim senden?bedenini mi? asla...!seninle ilgili en ufak bir cinsel fantezi kırpıntısı duymadım ben...sen kutsalsın çünkü ve kutsal olan cinsel olmaz bizim oralarda...
yüzünü hatırlamak için çok çaba sarf ediyorum. tüm benliğimi harcıyorum ama çaresiz. en son 10 yıl önce görmüştüm,yürümüştük merdivenlerden aşağıya doğru ve ben ne konuştuğumuzun bile farkında olmadan seninle konuşuyor olmanın oksijenini ciğerlerime doldurarak...sonra en dış kapıdan hızlı adımlarla uzaklaştın,elinde küçük çantan küçük boyuna bakmadan yüklendiğin hayat yolunda...arkana bakmadın hiç...ve seni son görüşüm oldu o benim...