****** Amasya ziyaretinde.Vali konağında yörenin ileri gelenleri ile sohbette. Bir ara tam karşısında oturan birine takılır gözleri. Yaşı ellinin üzerinde bu adam beline kadar inen sakalıyla ******'ün dikkatini çeker. Ata, yanındaki valinin kulağına eğilip sorar
Kimdir bu?
Vali yanıt verir! ; Efendim kendisi Şıh'tır. Yörede çok hatırlısı vardır. ****** Şıh'ı yanına çağırır ve; "Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Şunu rica etsem de en azından Peygamber efendimizinki gibi kısaltsan"der ve eliyle de boyun altı hizasını gösterir.Şıh; "Emrin olur Paşam" diyerek yerine çekilir. Aradan zaman geçer, bir akşam ****** Amasya'daki Şıh'ı hatırlar ve Valiyi telefonla arayıp durumu sorar. Vali nasıl söyleyeceğini bilememekle birlikte, Şıh'ın sakal boyunda en küçük bir kısalma bile olmadığını aksine kimselere el sürdürmediğini anlatır !
****** telefonu kapatır, kağıdı kalemi eline alır ve az sonra
nazırını çağırıp, yazdığı yazıyı Amasya Valiliği'ne tebliğ etmesini ister. Ertesi gün Amasya'dan bir haber gelir ki Şıh Efendi Ata'yı görmek üzere Ankara'ya yola çıkmış... Şıh gelir, Ata'nın karşısına çıkar. Sakal tamamen kesilmiş, sinekkaydı bir tıraş olunmuş, saçlar kısaltılmış, kılık kıyafet baştan sona değiştirilmiş, bambaşka bir görünüme bürünülmüştür.
******'ün mesai arkadaşları bu değişimi anlayamaz ve Ata'ya
sorarlar; "Paşam, o Şıh ki sakalına el dahi sürdürmezdi, siz ne
ettiniz de kökünden kesmesini sağladınız? " Ata gülümser, sonra da yanındakilere dönüp; "Dün akşam Amasya Valiliği'ne bir yazı gönderdim ve Şıh'ı Afyon'a vali atadığımı bildirdim" der. Ardından da yeni bir yazı hazırlayıp nazırına bu yazıyı da Şıh'a vermesini söyler.
Yazıda söyle yazmaktadır; "İnancın ölçüsünün sakalda olmadığını anladığına sevindim. Valilik meselesine gelince, bugün koltuk uğruna kırk yıllık sakalından vazgeçebilen yarın başka şeyler için milletinden
bile vazgeçebilir. Seni böyle bir ikileme mahkum bırakmayalım. Kal
sağlıcakla...
Bugünün Türkiye'sini aslında o zaman anlatmış olan Ata'mızın
kemiklerini sızlatmamak dileğiyle...