Mustafa Kemal 1905 yılında Harp Akademisi’ni bitiren henüz 24 yaşında bir kurmay yüzbaşıydı
Merakla nereye atanacağını beklemektedir. Bu bekleyiş içinde geçici olarak bir apartman katına yerleşir. Burada arkadaşlarıyla bir araya gelerek , daha okul yıllarında kurmuş oldukları ‘’Vatan’’ adlı dernekteki konuşmalarını sürdürürler. Ancak şimdi daha etkindirler ve eyleme geçecek durumdadırlar. Herkes görüş ve düşüncelerini ileri sürmektedir. Vatan bu girdaptan kurtulmalıdır.
Bu arada kendilerini dikkatle izleyen polis, bir suçüstü baskın düzenlemek için fırsat kollamaktadır. Bu fırsat da Fethi adında askerlikten kovulan eski bir arkadaşları sayesinde yaratılır. Aralarına sızan Fethi , Askeri Okullar Müfettişi İsmail Hakkı Paşa’nın gizli ajanıdır.
Baskın gerçekleşir. Hepsi yakalanır.
Mustafa Kemal tek başına bir hücreye kapatılır. Haftalarca bu hücrede kalır. Hücrenin tavanında bulunan küçücük demirli pencereden içeri hava girmekte ışık sızmaktadır. Mustafa Kemal umutsuzluk içinde, kahredici bir öfkeyle düşüncelere dalmaktadır. Geleceği müthiş şekilde kararmıştır. İnsanın çıldırabileceği bu (11 Ocak 1905) bunaltıcı yerde, kendi kendisiyle boğuşur. Buradan sağ çıkması imkansızdır.
Bir gün aniden hücresinden alınarak Askeri Okullar Müfettişi İsmail Hakkı Paşa’nın yanına çıkartılır. İki muhafız arasında duran Mustafa Kemal bu görkemli büroda, pis bir zindanda iki hafta geçirmenin üzerinde yarattığı görünüme rağmen, dikkat çekecek kadar kusursuz bir subaydır. Önce Paşa hiçbir şey söylemeden Mustafa Kemali süzer. Sonra ağır ağır konuşmaya başlar:
- Çok yetenekli biri olduğunu biliyoruz. Bu yüzden, Yüce Padişahımızın hizmetinde, parlak bir geleceğe sahip olmayı istemek elbette hakkınızdı. Ama siz ne yaptınız? Efendimize cephe alarak, ona karşı kötü niyetinizi ortaya koydunuz. Ama buna rağmen Padişahımız, Size karşı bağışlayıcı olma lütfünü buyurdu. Şam’daki 30 ncu Süvari Alayında görevlendirildiniz. Davranışlarınızda dikkatli olun. Padişah size ikinci bir fırsat tanımayacaktır.
Hemen o akşam Mustafa Kemal Suriye’ye yollanır. Uzun bir deniz yolculuğundan sonra Beyrut’a gelir. Beyrut’tan at sırtında Lübnan dağlarını aşarak Şam’daki Alayına ulaşır. Alay Dürzilere karşı girişilecek bir harekata hazırlanmaktadır. Mustafa kemal için bu harekat ilk savaş deneyimi olacaktır. ‘’ Vatan ve Hürriyet ‘’in bir şubesini burada açmak için faaliyetlere başlar. Neden Vatan ve Hürriyet diyenlere verdiği cevap kesindir.’’ Ancak özgür düşünceye sahip insanlar vatanına yaralı olabilirler. Ancak o insanlar vatanlarını kurtarmak ve korumak gücüne sahiptirler ‘’.
Mustafa Kemal Şam’da Askeri okuldan arkadaşı olan Müfit Bey’e rastlar. Çalışmaları birlikte sürdürürler. Vatan ve Hürriyet örgütü kısa zaman içinde Suriye’deki bütün garnizonlara yayılarak faaliyetlere başlar.
SATIRLARDAN
Benim amaçlarım var. Hem de çok yüce amaçlar. Bu amaçlar önemli mevkiler kazanmak, manevi zevklere erişmek yada çok para kazanmak gibi şeylerle sınırlanmış değil. Amaçlarımın gerçekleşmesi, yüce bir ülkünün gerçekleşmesine bağlı. Bu gerçekleştiği an yurdum bundan yararlanacak, ben de önemli bir görev yapmanın mutluluğunu tadacağım. Bütün hayatım boyunca, bu benim tek ilkem olmuştur. Bu ülküyü tasarladığımda çok gençtim, ama son nefesime kadar caymayacağım.