Sen böyle bir ağaç yetiştirdinmi ki keseceksin??
Bahçe Mimarı Mevlut Baysal anlatıyor: Çankaya Köşkü'nde bahçesini yapıyordum. Bir gün ******, yaveri ve ben bahçede dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın ******'ün geçeceği yolu kapadığını gördük. Ağacın bir yanı dik bir sırt, diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu. Ata, havuz etrafındaki kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. Derhal atıldım: "Emrederseniz derhal keselim Paşam." Bir an yüzüme baktı, sonra: "Yahu, sen hayatında böyle ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin
Ayrıca ******'ün bir ağacı kestirmemek için kendi evini kaydırdığını da bilmiyorsunuzdur siz... İşte öyküsü:
YÜRÜYEN KÖŞK' ÜN ÖYKÜSÜ
21 Ağustos 1929' da Bursa' ya gitmek üzere Ertuğrul Yatı ile İstanbul'dan hareket eden ******,Yalova sahilinden geçerken dallarını özgürce uzatmış, başı dik asırlık bir çınar ağacını görür. ****** yatından inerek, çınar ağacının olduğu yere çıkar, sırtını gövdesine dayanarak gölgesinde oturur. ******' ün isteği üzerine çınar ağacının yanında yapımına başlanan köşk, Eylül ayında tamamlanır. ****** bir gün Millet Çiftliği içinde yer alan bu köşk' e geldiğinde, binanın hemen yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır ve bunun nedenini sorar. "Ağacın dalları uzamış binanın duvarlarına dayanmış" yanıtını alan ******, "Ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak" emrini verir. Bina, İstanbul Belediyesi Fen İşleri Yollar Köprüler Şubesi Başmühendisi Ali Galip ALNAR ve ekibi tarafından, ******' ün nezaretinde, raylar üzerinde yürütülerek 4 metre 80 santimetre kaydırılır. Kaydırılma işlemi iki gün sürer ve ulu çınar ağacı da kesilmekten kurtulur. Köşk o günden bu yana "YÜRÜYEN KÖŞK" diye adlandırılır.